bugüne kadar sadece aramaya yapabilen ve bazen de mesaj yazabilen telefonlar kullandım. bugün artık samsung'umun teknolojinin 200 arşın gerisinde kaldığını anladım. çünkü mesaj dahi alamamaya başladı. yeni nesil akıllı telefonların yolladıkları mesajlar mms dünyasından geliyorlarmış halbuki ben sadece ve sadece sms bildim. ancak artık zamanı geldi. iphone 4-5 ya da galaxy'lere para vermem. sağlam ve mms mesajları okuyabileceğim beni kitap okumaktan alıkoymayacak kadar saf ve temiz bir telefon arıyorum. önerilerinize açığım.

200 lira veririm en fazla. ki o bile çok. telefon lan bu telefon.

iki ay once falan ben bir konu basligi acmistim. iste yorgunluk dikakt eksikligi yada konstranston eksikligi. cok cabuk unutuyorum. diger arkdas bir ilac onermisti. eczanede satiliyordu. adini unttum. dikat eksilkligine iyi geliyormus. ismini bilen var mi ? harfini bile bilmiyorum.

eczanede recetesiz satiliyordu galiba.

hiç uzatmayayım. pcdeki filmlerin hepsi tr dublajlı. çoğu kişi yadırgıyo bu durumu biliyorum, ben böyle rahatım. neyse.

şimdi yabancı dizi olayına adım atmak istiyorum. dizi filme göre daha uzun soluklu olduğu için baştan doğru bir karar vereyim diyorum.

orjinal dilin daha gerçekçi ismi gibi daha orjinal bi seçenek olduğunu biliyorum. ama dediğim gibi indirdiğim filmler hep tr dublaj.

dizilerde dilin önemi daha mı çok artıyo? yukarıda dediğim gibi dizi bölümler sürüyo, film kısa. onun için alt yazılı izle, o kadar izleyeceğin bölüme yazık etmemi diyonuz ne diyonuz? nabsam?

5 yaşında kısırlaştırılmış bir dişi tekirimiz var. 2 ay öncesine kadar yaşadığımız evler hep yükseklerdeydi ve hiç dışarı çıkarmadık. Yaklaşık 2 aylıkken sokaktan aldığımızdan beri dışarı yüzü görmedi.

2 ay önce bahçeli bir eve taşındık ve uzun yıllar burada oturacağız. Bu taşınma süreci tedirginliğini çabuk atlatıyordu ancak evdeki bir takım tadilatlardan dolayı bir süre daha huzursuz oldu.

Bunun üzerine son 1 aydır aşırı yoğunluktan dolayı çok ilgilenemedik. Son bir haftada bu durum iyice tavan yaptı. Geçen hafta bir fırsatını buldu ve sinekliği açıp evden kaçtı. Kısa sürede bahçenin karşısında bulduk. 3 gün önce biz evde yokken yine kaçmış, geldiğimizde bahçede bulduk. Son bir haftada da misafirler vs. derken bize epey tepki gösterdi. Etrafa işemeye başladı ve sürekli dışarı çıkmaya çalıştı.

Eşim keeimizin dışarı da çıkabilmesini, istedidği zaman gelebilmesini istiyor. Bunu ben de istiyorum ancak böyle olacağını düşünmüyorum. Dışarı kaçar bir daha gelmez ya da gelemez diye korkuyorum. Daha kötüsünden de korkuyorum tabi. Haftada bir defa kontrollü bir şekilde dışarı çıkarmak gibi bir düşüncemiz var.

Bu arada evimiz ve bahçemiz işlek olmayan bir ara sokağa bakıyor. Tam karşımızda eokaktaki kedilere bakan birileri var mesela. Dolayısıyla sokaktaki kedi popülasyonu yüksek.

Bu konuda tecrübeleriniz nelerdir? Hep evde yaşamaya alışmış bir kedi istediği zaman çıkıp geri gelir mi, yoksa bunu küçüklükten alıştırmalı mıydık?

Bir de ikimizde çalıştığımız için ikinci kediyi almayı düşündük. Arkadaş olurlar dedik. Fakat kedimiz çok kaprisli, ablamın 15 gün bizde kalan kedisi vardı. Onu ayrı bir odada tutmuştuk. Kapı altından kokluyorlardı. En sonunda kucaklarımızda birbirlerini gösterdiğimizde ilk başta meraklılardı ancak yakınlaştırdığımızda bizim kız çok ciddi bir pıhladı. Ablamın kedisi de doğal olarak aynı tepkiyi verdi.

Bizim karprisli kızımıza arkadaş almamız konusunda da tavsiyelerinize ihtiyacımız var.

Uzun oldu, okuyanlara şimdiden teşekkürler.

benim kanka uçakların kalkmaması nedeniyle zagreb'de mahsur kaldı.

şindi onu ordan buraya bi şekilde getirmek için bi yol bulmam gerekiyor.

zagreb'den buraya nasıl gelinir, hangi ülkelerden hangi vasıtalar ile gelinir? yeşil pasaportlu bu arkadaşın karşılaşacağı vize olayları nasıldır?

bi bilen varsa el atsın. kurtaralım şunu.

kel mel ama kanka işte. atsan atılmaz satsan satılmaz.